SETA ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen “Türkiye-Çin İlişkilerinde Yeni Ufuklar” başlıklı uluslararası konferansta, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler çok yönlü biçimde ele alındı. Çin-Türkiye ilişkilerine odaklanan etkinliğe akademi, diplomasi ve düşünce dünyasından çok sayıda uzman katıldı.
Konferans, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Çin Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Başkan Yardımcısı, Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Berris Ekinci’nin açılış konuşmalarıyla başladı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin, konferansta yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki çok yönlü iş birliğini, küresel gelişmeleri ve Çin’in dış politika vizyonunu kapsamlı şekilde ele aldı.
“15. yıl, ortak vizyonumuzu ileri taşımak için önemli bir eşik”
Büyükelçi Xuebin, Türkiye ile Çin arasındaki stratejik iş birliği ilişkisinin 15. yılına girilmesinin anlamlı bir döneme denk geldiğini belirterek şöyle dedi:
“Bugünkü seminere katılmak benim için büyük bir mutluluk. Bu yıl, iki ülke arasındaki stratejik iş birliği ilişkisinin 15. yıl dönümü. Bu nedenle, Çin-Türkiye ilişkilerini inceleyen ve bu ilişkilere bağlı kalan çok sayıda saygın uzman ve akademisyenin, ikili bağlarımızın daha da büyümesi için yeni yollar keşfetmek üzere burada bir araya gelmesi özellikle zamanlama açısından önemlidir.”
“Liderlerin iradesiyle ilişkilerimiz güçlü bir ivme kazandı”
Büyükelçi, iki ülke liderlerinin yönlendirmeleri sayesinde ilişkilerin son yıllarda ciddi bir gelişim gösterdiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Son yıllarda, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik yönlendirmeleriyle Çin-Türkiye ilişkileri olumlu bir ivme kazanmış, çeşitli alanlardaki somut iş birliği giderek genişlemiştir. Geçtiğimiz yıl iki lider, önemli uluslararası zirveler kapsamında iki kez bir araya gelerek ikili ilişkilerin seyrine yön vermiştir.”
“Ticaret, ulaşım, diplomasi: Çok boyutlu gelişim süreci”
Büyükelçi, ekonomik, diplomatik ve altyapı alanlarında gerçekleşen somut iş birliklerine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Sekiz yıl aradan sonra Hükümetlerarası İş Birliği Komitesi Mekanizması’nın ikinci toplantısı başarıyla gerçekleştirilmiştir. Dışişleri Bakanı Wang Yi ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da farklı vesilelerle bir araya gelmişlerdir. Kuşak ve Yol İnisiyatifi ile Orta Koridor Programı’nın uyumlandırılmasına ilişkin çalışma grubunun ilk toplantısı düzenlenmiştir. İkili ticaret hacmimiz 48,3 milyar ABD dolarına ulaşmış, Çin Türkiye’nin en büyük ikinci ticaret ortağı olmuştur. Türkiye’ye gelen Çinli turist sayısı ise %65 artış göstererek 410 bine ulaşmıştır.”
“Yüksek düzeyli siyasi temaslar derinleşiyor”
Büyükelçi Xuebin, parlamenter ve diplomatik düzeyde sürdürülen diyaloğun önemini şu ifadelerle vurguladı:
“Son birkaç ay içinde, Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi Başkan Yardımcısı Sayın Xiao Jie’yi ağırladık. Kendisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki muhatabıyla verimli görüşmeler gerçekleştirdi. Dışişleri bakanlıkları arasında hem siyasi istişareler yapıldı hem de kurumlar arası güvenlik iş birliği mekanizmasının yeni tur toplantısı düzenlendi. Sivil havacılık, ekonomi ve ticaret, finans ve altyapı projeleri gibi birçok alanda önemli ve olumlu ilerlemeler kaydedilirken, çeşitli düzeylerde yakın eşgüdüm sürdürüldü.”
“İlişkilerimiz uzun vadeli ve stratejik bir bakışla şekilleniyor”
Çin’in Türkiye ile ilişkilerine yalnızca güncel fayda üzerinden değil, kalıcı bir ortaklık vizyonuyla yaklaştığını belirten Büyükelçi şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye ile ilişkilerimizi stratejik ve uzun vadeli bir bakış açısıyla ele alıyoruz. Bu ilişkiler, Orta Doğu diplomasi politikamızın öncelikleri arasında yer alıyor. Hem büyük gelişmekte olan ülkeler hem de Küresel Güney’in önemli üyeleri olarak, ulusal kalkınma hedeflerimiz ve uluslararası ilişkilerdeki temel ilkelere bağlılık konusunda geniş bir ortak paydada buluşuyoruz.”
“Küresel Güney, küresel sistemde belirleyici bir güç haline geldi”
Büyükelçi, Küresel Güney’in yükselen rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Küresel Güney, dünya ekonomisinin %40’ından fazlasını oluşturmakta ve küresel ekonomik büyümenin %80’ine katkı sağlamaktadır. Artık uluslararası barışın korunması, küresel kalkınmanın desteklenmesi ve küresel yönetişimin güçlendirilmesinde kritik bir aktör konumundayız.”
“Tek taraflı politikalar tehlike biçimde ivme kazanıyor”
Büyükelçi Xuebin, küresel düzeyde artan gerilimlere ilişkin Çin’in değerlendirmesini şu ifadelerle aktardı:
“Dünya, çalkantıların ve değişimin damgasını vurduğu yeni bir döneme girmiş bulunuyor. Tek taraflı politikalar tehlikeli biçimde ivme kazanırken, zorbalık içeren uygulamalar da yaygınlaşıyor. Bu tür eylemler, BM merkezli uluslararası sistemi ciddi şekilde zedeliyor, uluslararası hukuka dayalı düzeni açıkça sorguluyor, sürdürülebilir kalkınmanın temelini aşındırıyor ve küresel barış ile istikrarı tehdit ediyor.”
“Orta Doğu’daki krizler daha da derinleşiyor”
Bölgesel çatışmalara da değinen Xuebin, Çin’in gelişmeleri dikkatle izlediğini ifade ederek şunları söyledi:
“Öte yandan, Ukrayna ve Gazze krizleri derinleşerek sürüyor. Son olarak İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla tırmanan gerilim, bölgesel güvenlik açısından ciddi zorluklar doğurmuştur.”
“Çin tarihin doğru tarafında durmaya devam edecek”
Çin’in uluslararası sistemde oynayacağı rolü net bir şekilde ortaya koyan Büyükelçi, şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada sık sık yaşanan çalkantılar karşısında Çin, tarihin ve insanlığın ilerleyişinin doğru tarafında kararlılıkla durmaya devam edecek; kendi istikrarıyla, belirsizlikler içindeki dünyaya denge getirecektir.”
“Türkiye, bölgesel meselelerde anahtar aktör”
Büyükelçi Xuebin, Türkiye’nin bölgesel jeopolitik rolüne ve yapıcı etkisine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bölgesel bir güç olarak Türkiye, uluslararası jeopolitikte hayati bir rol üstlenmekte ve bölgesel sorunların çözümünde önemli bir etki alanına sahiptir. Çin ve Türkiye, çeşitli sıcak gündemler konusunda yürüttükleri yakın iş birliği sayesinde, bölgesel ve küresel barış ile istikrara ortak katkılarda bulunmaktadır.”
“Yeni bir döneme birlikte adım atıyoruz”
İki ülke arasındaki ilişkilerin gelecek perspektifiyle şekilleneceğini vurgulayan Xuebin, iş birliği çağrısını şu sözlerle dile getirdi:
“Bu yeni başlangıç noktasında, Çin ve Türkiye, liderlerimiz tarafından varılan önemli uzlaşıyı hayata geçirmek için birlikte çalışacaktır. Ülkelerimizin kendi ulusal koşullarına uygun kalkınma yolunu izleme konusunda birbirimize güçlü destek vermeyi sürdürecek, temel çıkarlarımızı ve başlıca hassasiyetlerimizi kararlılıkla savunacak, ikili ilişkilerimizin siyasi temelini istikrarlı bir şekilde güçlendireceğiz.”
“Çok taraflılık ve ortak kalkınma için birlikte hareket edelim”
Konuşmasının sonunda bölgesel krizlere karşı çok taraflı diplomatik çözümlerin ve ekonomik istikrarın önemine dikkat çeken Büyükelçi, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Çin, Türkiye ve uluslararası toplumla iş birliğini derinleştirmeye, İran nükleer meselesi gibi bölgesel krizlerin tırmanmasını önlemeye ve bu sorunlara siyasi ve diplomatik çözümler bulunmasına yapıcı katkılar sunmaya hazırdır. Sıfır toplamlı oyun anlayışına ve bloklaşma eksenli çatışmalara birlikte karşı çıkmalı; ekonomik kopuş ve sanayi ile tedarik zincirlerinin bozulması gibi yanlış uygulamaları reddetmeliyiz. Çok taraflı ticaret sistemini korumalı, kapsayıcı ve herkesin yararına olan bir ekonomik küreselleşmeyi teşvik etmeli ve adil, makul bir küresel yönetişim sisteminin inşasını desteklemeliyiz. Kalkınma stratejilerimizi daha güçlü bir şekilde eşgüdüm içinde yürütmeli, iş birliği alanlarımızı daha da genişletmeli ve böylece hem ülkelerimiz hem de tüm bölge için daha fazla fayda sağlamalıyız.”
“İkili ilişkiler tarihi bağlar ve güçlü temeller üzerinde yükseliyor”
Konferansta konuşan bir diğer isim ise Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Berris Ekinci oldu. Ekinci, Jiang Xuebin’in çizdiği çerçeveyi tamamlayacak şekilde, Türkiye-Çin ilişkilerinin tarihsel derinliğine ve kültürel bağlarına vurgu yaptı.
“Türkiye ve Çin köklü bir tarihe sahiptir”
Büyükelçi Ekinci, iki ülkenin kadim medeniyet mirası üzerinden kurduğu uzun soluklu etkileşime dikkat çekerek şunları söyledi:
“Türkiye ve Çin, köklü bir tarihe ve kültürel bağlara sahiptir. Ülkelerimiz, antik medeniyetler aracılığıyla birbirine bağlanmıştır. Tarihi İpek Yolu sayesinde yüzyıllardır süren etkileşimler, bu bağları daha da pekiştirmiştir.”
"İkili ilişkiler sağlam temeller üzerine kurulmuştur”
İlişkilerin sağlam bir zemin üzerinde geliştiğini vurgulayan Ekinci, şunları dile getirdi:
“Türkiye ile Çin arasındaki ikili ilişkiler sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Paylaşılan tarih ve kültürel etkileşimler bu sağlam temelin dayanaklarını oluşturmaktadır.”
“İki liderin karşılıklı anlayışı iş birliğini daha ileriye taşımaya imkan sağlamaktadır”
Dış politikanın öncelikli başlıklarından biri olarak Çin ile kurulan ilişkilere değinen Ekinci, liderler düzeyinde sergilenen karşılıklı anlayışın önemine şu sözlerle dikkat çekti:
“Çin ile ilişkiler, Türkiye dış politikasının en önemli ayaklarından birini oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Şi’nin karşılıklı anlayışı ve birbirini gözeten yaklaşımları, iş birliğimizi tüm bölgelerde daha ileriye taşımamıza imkân tanımaktadır.”
“Tüm alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz”
Son olarak, mevcut iş birliğini daha da ileri taşımaya yönelik kararlılığı vurgulayan Ekinci, şöyle konuştu:
“Ekonomi, siyaset ve kültür dâhil olmak üzere tüm alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Ülkelerimiz arasındaki üst düzey temas ve ziyaretleri görmekten memnuniyet duyuyoruz. Başkanlarımızın liderliğinde, iki ülke arasında sürdürülen yüksek düzeyli iletişimden mutluluk duyuyoruz.”
Açılış konuşmalarının ardından konferansa kısa bir ara verildi. Aranın ardından ilk oturumla program devam etti.
Çok Taraflı Mekanizmalar Paneli
İlk panel, “Çok Kutuplu Bir Dünyada Değişen Çok Taraflı Mekanizmaların Rolü” başlığıyla düzenlendi.
Moderatörlüğünü Erman Akıllı’nın (SETA) yaptığı oturumda şu isimler konuşmacı olarak yer aldı:
• Prof. Dr. Gürol Baba – Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi
• Su Xiaohui – Çin Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü (China Institutes of International Studies)
• Prof. Dr. Muhittin Ataman – SETA
• Guo Changgang – Şanghay Sosyal Bilimler Akademisi (Shanghai Academy of Social Sciences)
Panelde, çok kutuplu uluslararası sistemde Türkiye ve Çin’in oynayabileceği rol, küresel kurumların geleceği ve Asya merkezli iş birliği modelleri tartışıldı.
Panel günün ilerleyen saatlerinde iki ayrı oturumla devam edecek.
Panel 2: Uluslararası ve Bölgesel Gelişmeler
Saat 14.00’te düzenlenecek olan ikinci panelin başlığı “Uluslararası ve Bölgesel Gelişmeler” olacak. Panelin moderatörlüğünü SETA’dan Yücel Acer üstlenecek.
Panelde konuşma yapması planlanan isimler şunlar:
• Wang Jinhui – Şanghay Üniversitesi
• Tunç Demirtaş – SETA
• Yao Jinxian – Çin Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü
• Hakkı Uygur – Milli İstihbarat Akademisi
• Jin Liangxiang – Şanghay Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü
Bu oturumda, küresel güvenlik dengeleri, bölgesel krizler, Çin ve Türkiye’nin bölgesel dış politika vizyonları gibi başlıkların ele alınması bekleniyor.
Panel 3: Türkiye-Çin Arasında İkili İlişkiler
Saat 16.00’da başlayacak günün son paneli ise “Türkiye-Çin Arasında İkili İlişkiler” başlığını taşıyacak. Panelin moderatörlüğünü SETA’dan Mehmet Uğur Ekinci yapacak.
Panelde yer alacak isimler şunlar:
• Diren Doğan – Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi
• Yang Chen – Şanghay Üniversitesi
• Altay Atlı – Koç Üniversitesi
• Du Donghui – Şanghay Üniversitesi
Bu oturumda, Türkiye ile Çin arasında gelişen siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yanı sıra karşılıklı iş birliğinin geleceğine dair değerlendirmelerin yapılması bekleniyor.
Konferans, üçüncü panelin ardından düzenlenecek kapanış töreniyle sona erecek.
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 İstihdam Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.