Fransa’nın başkenti Paris’te 11 Temmuz günü düzenlenen UNESCO Dünya Mirası Komitesi'nin 47. oturumunda, Çin’in Xixia İmparatorluk Mezarları Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi. Böylelikle listede yer alan Çin’deki dünya miraslarının sayısı 60’a ulaştı.
Xixia Hanedanı
“Kuş bakışıyla, Xixia İmparatorluk Mezarları’nın Helan Dağları, Gobi Çölü ve üstündeki bitkilerle birlikte oluşturduğu görkemli manzaralar en iyi şekilde görülebilir.” Bu değerlendirme, Çin’in UNESCO’ya sunduğu dünya mirası başvuru belgesinden bir alıntıdır.
Örgütün onayıyla, Xixia İmparatorluk Mezarları Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilen Çin’in 60. dünya mirası oldu.
Xixia İmparatorluk Mezarları, Çin’in Ningxia Hui Özerk Bölgesi’nin merkezi Yinchuan kentinde bulunuyor. Burası, 11. ile 13.yy arasında Çin’in kuzeybatı kesiminde yönetim kuran Xixia Hanedanı’na ait mezarlar kompleksidir. Mezarlardan 7 bin 100’den fazla taşınabilir tarihi eser çıkarıldı.
Xixia Hanedanı, 1038 yılında Tangutlu Li Yuanhao tarafından kuruldu. Çin tarihinde Xixia, bir dönemde Song, Liao ve Jin hanedanlarıyla birlikte varlığını sürdüren bir hanedandı. Başkenti bugünün Ningxia Hui Özerk Bölgesi’nin merkezi Yinchuan’daydı.
Xixia’nın doruk döneminde, Hexi Koridoru bölgesi hanedanın kontrolü altındaydı.
1227 yılında Xixia, Cengiz Han’ın liderliğindeki Moğol ordusu saldırısında yıkıldı. Hanedanın imparatorluk mezarları ise 700 yıldan uzun bir sürede rüzgar ve ayazlar içinde sessiz kaldı, ta 20. yüzyılın 30’lu yıllarına kadar...
Xixia İmparatorluk Mezarları’ndan ikisi.
Alman Wulf Diether Graf zu Castell-Rüdenhausen(1905—1990), 1930 yılında Alman Havayolları Lufthansa’ya pilot olarak katıldı ve şirket ile Çin arasındaki ortak havayolları kurulduktan 2 yıl sonra Catell Çin’e gönderildi. Catell Çin’de Leica fotoğraf makinesiyle bir çok fotoğraf çekti. Bir defasında Ningxia’da yer alan Helan Dağları’ndan geçerken, bir dağın eteğinde yıldızlar gibi dikilen gizemli höyükler ilgisini çekti. Castell, hemen makinesiyle yer yüzeyindeki bu güzelliği ölümsüzleştirdi. Castel daha sonra yazdığı “China Flug” adlı kitaba bu fotoğrafı da aldı. İşte bu, Xixia İmparatorluk Mezarlıkları’na ait en eski görsel kaynaktır.
20. yüzyılın 70’li yıllarında Xixia İmparatorluk Mezarları alanı ilk defa Çinli arkeologların dikkatini çekti. Yapılan arkeolojik araştırmalar, yavaş yavaş mezarların gizemini keşfetti. Bugüne kadar mezarlardan 7 bin 100’den fazla tarihi eser çıkarıldı ve bu eserlerle Xixia medeniyetinin tablosu günden güne netleşti.
Xixia İmparatorluk Mezarları’ndan çıkarılan ve bugün Ningxia Müzesi’nde sergilenen müzenin en değerli tarihi eseri olan Altın Kaplı Bronz Sığır.
Xixia İmparatorluk Mezarları hakkında
11. ile 13. yüzyıllar arasında Çin’in kuzeybatısında Tangut halkı tarafından kurulan Xixia Hanedanı’na(Batı Xia, 1038-1227) ait imparatorluk mezarları topluluğu, yaklaşık 40 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Alan, 9 imparatorluk mezarı, 271 bağlı mezar, 0,05 kilometrekarelik bir alanı kaplayan kuzey mimari kompleksi ve 32 taşkın kontrol yapısı dahil olmak üzere dört ana arkeolojik kalıntı türünü barındırıyor.
Xixia’nın kurucucu Li Yuanhao, dedesi ve babasının naaşını Helan Dağları’nın doğu eteğinde gömdü. Ardından Tangut’un tarihi kayıtlarına, 3 imparator hariç diğer 9 imparatorun mezar isimleri yazıldı. Ancak somut adresleri belirlenmedi.
Xixia İmparatorluk Mezarları, Xixia döneminden günümüze ulaşabilmiş en büyük, en yüksek statüye sahip ve en iyi korunmuş arkeolojik alan olarak kabul ediliyor. Her imparatorluk mezarı, kuzeyden güneye bakan, dikdörtgen şeklinde birbirlerinden bağımsız bir mimari topluluktur. Bazı arkeologlar, Xixia İmparatorluk Mezarları’nı “Doğunun Piramitleri” olarak adlandırıyor.
Dünya Mirası Komitesi’ne göre, farklı kültürel geleneklerin etkileşimi ve kaynaşmasının bir kanıtı konumunda olan bu alan, aynı zamanda, 11. ile 13. yüzyıllarda İpek Yolu üzerindeki kültürel ve ticari etkileşimlerde Xixia Hanedanı'nın eşsiz rolüne tanıklık ediyor.
Dünya mirasının değer standartlarına göre, Xixia İmparatorluk Mezarları’nın değeri iki açıdan kendini gösteriyor. Öncelikle, Xixia İmparatorluk Mezarlarının, alanın seçimi, mimari düzen, yapım teknikleri, cenaze gelenekleri bakımından yansıttığı özellikler, 11. ile 13. asırlarda Çin’in kuzeybatı kesimindeki Moğol Yaylası ile Qinghai-Tibet Yaylası arasında yer alan Ningxia Ovası’nın temsil ettiği tarım ve çobanlığın kesiştiği bölgede yaşıyan farklı etnik gruplar ve farklı kültürler arasındaki etkileşim ve bunun yol açtığı kültürel kaynaşma ve yenilikleri kapsamlı şekilde gösteriyor.
İkincisi, Xixia İmparatorluk Mezarları, Xixia Hanedanı’na ait, bugüne kadar korunan en büyük boyutlu, en üst düzeyli ve en iyi korunmuş arkeolojik kalıntı olarak, 200 yıllık Xixia Hanedanı ve yönetimine tanıklık etti. Xixia Hanedanı’nın kadim İpek Yolu’ndaki merkezi konumu doğrulandı. Bu özellik ise, dünya mirası için belirlenen tarihi tanıklık değerini taşıyor.
Xixia İmparatorluk Mezarları’ndan bir görüntü
Xixia İmparatorluk Mezarları’na yönelik arkeolojik araştırma çalışması 1972 yılında başlatıldı. Mezarlar kompleksi, 1988 yılında 3. grup ulusal düzeydeki mirası koruma birimi listesine dahil edildi. 2011 yılının kasım ayında Dünya Mirası Listesi’ne girmek için başvuru çalışması başlatıldı. İlgili başvuru belgesi, geçen yıl 30 Ocak’ta UNESCO’ya sunuldu.
Xixia İmparatorluk Mezarları’ndan çıkarılan tarihi eserler arasında yer alan, tablet taşıma işlevi gören, bir yanında güçlü bir erkek figürü oyulan taş kaide, hem taştan Türk figürü, hem de Budizm’deki güçlü erkek figürü ve Han etnik grubunun tablet özelliklerini taşıyor.
Ayrıca, Xixia dili ve Çince dilindeki çok sayıda tablet kalıntısı, Xixia yazısının karmaşıklığı ve gizemini yansıtmasının yanı sıra, Song ile Xixia kültürleri arasındaki derin etkileşime işaret ediyor. Üzerine ejderha gibi desenler oyulan saçak kiremidi gibi mimari parçalar, Xixia İmparatorluk Mezarları’nın görkemini hatırlatıyor. Altın kaplı bronz sığır, beyaz porselenden tuğla ve ipek eşya ise, Xixia Hanedanı’nın Merkezi Ovalar’ın geliştirdiği yüksek düzeyli el sanatlarının aktarımı ve inovasyonunun örnekleridir...
Xixia İmparatorluk Mezarları’nın alanının seçimi de Merkezi Ovalar’daki imparatorluklar için alan seçme geleneğine uyuyor. Dağlara dayanmak ve nehirlere bakmak, sıkı uyulması gereken bir kuraldı.
Mezarların dağılım haritası bakımından Xixia İmparatorluk Mezarları’nda, Merkezi Ovalar’daki geleneksel imparatorluk mezarlarda mutlaka rastlanan mezar kapısı, sunak salonu, Tanrılar Yolu ve taştan insan figürü gibi unsurları ve simetrik özelliği görmek mümkün. Aynı zamanda yapılan yenilikler de çok belirgin.
Mezarlar kompleksinin ekseninin dışında yer alan sunak salonu, mezar üstündeki toprak yığını, tabut odası ve pagoda ise, kompleksin bir diğer eksenini oluşturdu. Bu eksen ise, Tangutların ilkel inancını gösteriyor.
Xixia İmparatorluk Mezarları, etnik gruplar ve kültürleri arasında bin yıl önce yaşanan etkileşim ve entegrasyonun bir örneği olarak gösteriliyor. Bu dünya mirası, insanların medeniyetlerinin gelişimi için bir ilham sağlayabilir.
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 İstihdam Haber Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.